2 Mart 2018 Cuma

Eskilerden Bir Demet 2:)

Hayat gerçekten çok garip. Bir gün mutluyken diğer gün mutsuzsun, bir gün sinirliyken diğer gün sakinsin. Her geçen günde yeni şeyler öğreniyorsun, önceden ilgini çekmeyen konulara merakın artıyor. Sürekli okuyarak, yazarak öğreniyorsun. Araştırmacı oluyorsun, yeni insanlarla, farklı düşüncelerle tanışmak istiyorsun. Duyguları tanıyorsun, yaşamadığın şeyleri yaşıyorsun. İlklerin oluyor. Kafan karışıyor, derslere veyahut işine odaklanamıyorsun. Yaşın ilerliyor, sen yavaşlıyorsun. Olgun ama bir o kadar da çocuk oluyorsun. Boyun kısalıyor, sesin tizleşiyor, huysuzlaşıyorsun. Hayatı bu denli öğrenmek yoruyor seni. Ben bu cümlelere kendimden örnek eklemek istiyorum. Ben hayatın henüz 17lik kısmını, tatlı, heyecanlı ve bir o kadar da korkutucu kısmını öğrendim. Daha öğrenmem gereken çok çok kısım var. Ben bu anılarımı yazarak tekrar yaşamayı seviyorum. Yaşadığım her şeyi not etmeyi, hikayeleştirmeyi, denemeleştirmeyi, yazdığım yazılarda karşı tarafla sohbet halinde olmayı seviyorum. Bu hayata yazı yazmak için gelmişim ben. Belki de o yüzden bu kadar hassas, detayçı ve çok düşünen bir yapım var. Ama artık bu gibi bazı özelliklerimle dalavere içinde olmayacağım. Tıpkı yazılarımla olduğu gibi duygularımla ve fiziksel özelliklerimle de barışacağım. Hayat iyisiyle kötüsüyle güzel, her şey halledilir, her şey elbet yoluna girer. Ve ben bunları daima yazacağım, benim için hiçbiri bitmiş olmayacak, daima cümlelerimle yaşayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tutarsızlık, İnsanlığın Yüz Karasıdır

Tutarsızlıklardan, net olmayan durumlardan ve belirsizliklerden nefret ediyorum. Bazı şeyler baştan konuşulur, halledilir, biter sanıyordum ...