23 Nisan 2020 Perşembe

‘’Öfke’’liyiz, Peki Neden?


Durmadan bir öfke söz konusu. Neden yapıyoruz ki bunu? İşler yolunda gitmediğinde, istediğimiz gibi olmadığında hırçınlaşıyoruz. Halbuki karşı tarafa tatlı dille anlatsak derdimizi işler yolunda gidecek. Ama yok, biz illa işler tepetaklak olsun diye uğraşıyoruz. Kaostan besleniyoruz çünkü. Bir tartışma olsun, kavga çıksın, ‘’hassas noktasını öğreneyim zamanı geldiğinde işime yarar’’ düşüncesiyle karşı tarafa sadece zarar vermek için yaklaşıyoruz.
Bu alanda çalışma yapan psikolog Dr. Charles Spierberg’e göre öfke; ‘’hafif bir rahatsızlıktan, şiddetli kızgınlık ve hiddete kadar değişebilen bir duygudur’’. Öfkelendiğimizde enerji hormonlarımız adrenalin ve noradrenalinle beraber kalp hızımız ve kalp basıncımız da yükselir.  Aslında bu bilimsel açıklamalara baktığımızda öfkemiz hem karşı tarafta hem de bizde zararlı bir durum oluşturuyor. Sosyal açıdan da zorluklar çekiyoruz. İnsanlar bize yaklaşırken çekiniyor, sadece öfkeli olduğumuz için kaç tane fırsatı elimizin tersiyle itiyoruz kim bilir?
Öfke ifade edilirken saldırganlığa başvurulur. Aynı zamanda öfke, saldırı anında bizi koruyan bir savunma mekanizmasıdır. Öfke bastırılabilir, sonra da dönüştürülür ve yönlendirilir. Bu durum, öfkemizi içimizde tuttuğumuz, üzerinde düşünmediğimiz ve olumlu bir şeye odaklandığımız zamanlarda gerçekleşir. Öfkeyi yönetmek aslında elimizde olan bir şeydir.
Fazla öfkeli bir insansak eğer, bu konunun en iyi tarafı bunu zaten biliyor oluşumuzdur. Bu şekilde ne derece öfkeli olduğumuzu, en çok nelere öfkelendiğimizi tespit edebilirsek sorunu da çözebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tutarsızlık, İnsanlığın Yüz Karasıdır

Tutarsızlıklardan, net olmayan durumlardan ve belirsizliklerden nefret ediyorum. Bazı şeyler baştan konuşulur, halledilir, biter sanıyordum ...