Canım o kadar sıkkındı ki ne yapacağımı bilemedim. Uzun süredir de yazmadığımı fark edince oturdum bilgisayarımın başına.
Esasında söylenecek çok şey var ama lügatımda o kadar çok kelime var mı, bilmiyorum... Tabiri caizse içim acıyor ve bunun ağırlığını taşıyabilecek ne bir cümle var ne de kelime. Sürekli düşünüyorum, en son ne zaman bu kadar çok acı çektim diye. Sonra buluyorum cevabını; 8 yaşındayken, 14 yaşındayken, 18 yaşındayken ve işte şimdi, 24 yaşında iken çekiyorum aynı acıyı. Sevdiğini kaybetmek üzere olmak ve bu acıyla yüzleşmek kahrediyor beni. Ama size bir şey itiraf edeyim mi? Sevdiğim bir insanın ölümüne hiç bu kadar yakın olmamıştım.
Geçen yıl babam hastaydı, aylarca hastanelerden çıkamadık, aylarca ameliyat günü bekledik. Tam bitti, rahat bir nefes aldık derken dedemi kaybettik. Çok yaşlıydı ve artık acı çekmediğini bilmek bizi mutlu ediyordu. Şimdi durum böyle değil, çok daha kötü ve 3 ay geçti, hala kabullenemiyorum, sanırım hiçbir zaman da kabullenemeyeceğim.
Böyle bir acıyla nasıl baş edilir bilmiyorum, yaşayarak öğreneceğim belli ki. Tek isteğim bir şeyler karalamaktı ve biraz daha iyi hissediyorum kendimi.
Bir sonraki karalamada görüşmek üzere.